29 Mayıs 2015 tarihinde Samsun Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde çalışan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kamil Furtun görevi başında uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Tüm toplumu bilhassa da sağlık çalışanlarını derin bir üzüntüye sevk eden bu olay hekimlere ve sağlık çalışanlarına karşı şiddeti bir kez daha gündeme getirdi. Biz de Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Genel Koordinatörü ve aynı zamanda Hekim Hakları Derneği Başkanı olan Prof. Dr. Adem Akçakaya’ya konu hakkında görüşlerini sorduk.
Samsun’da yaşanan elim olay sağlık çalışanlarına karşı şiddetin boyutlarını gözler önünde sererken kamuoyunda da geniş yankı buldu. Hekim Hakları Derneği Başkanı olarak sağlık alanında son zamanlarda gündeme gelen şiddet olayları hakkında neler söylemek istersiniz? Öncelikle belirtmek isterim ki nereden ve nasıl gelirse gelsin, sağlık çalışanlarına yönelik her türlü şiddeti kınıyorum. Vefat eden meslektaşımıza ve şahsında tüm görev şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Ülkemizde şiddet, toplumun tüm kesimlerini etkilediği gibi sağlık çalışanlarını da etkilemeye devam etmektedir. Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son yıllarda artış göstermektedir. Sağlık kurumlarında hem sözel hem de fiziksel şiddet çalışma yaşamının doğal bir parçası haline geldi, kanıksandı ve artık “ihbar edilmesi gerekmeyen” bir durum halini aldı. Bu durum maalesef can kayıplarını da beraberinde getirdi. Sağlık kurumlarında çalışmak diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden daha riskli hale geldi. Bu konuda yürütülmüş çalışmaların bulguları da sağlık alanında ortaya çıkan şiddetin diğer iş yerlerine göre oldukça fazla olduğu gerçeğini doğrulamış durumda. Hatta yapılan bir çalışma sağlık kurumunda çalışmanın diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden 16 kat daha riskli olduğu göstermiştir.
Hastanelerde de şiddet olaylarının en sık yaşandığı yerin acil servisler olduğu söyleniyor. Bu doğru mu? Acil servisler acil müdahale gerektiren vakaların, yaralanmaların, riski yüksek hastaların kısacası hayat ile ölüm arasındaki çizginin yüksek gerilimle yaşandığı yerler. Bu nedenle acil servisler hem acil çalışanları hem hasta ve hasta sahipleri için stresli mekânlardır. Endişeli hasta ve yakınları tetkik ve konsültasyonlar nedeni ile tedavinin uzamasını geç müdahale olarak algılayabiliyor. Bu nedenle de sağlık çalışanı sorumlu tutulabiliyor ve hasta yakını saldırganlaşma eğilimi gösterebiliyor.
Çalışanlar bu riskli ortamdan etkilenmelerinin sonuçları nelerdir? Olumsuz etkiyi azaltmak ve çalışanların kendilerini daha güvende hissetmeleri için neler yapılabilir? Kamuoyunun gündemine gelenler darp ve yaralama gibi fiziksel şiddet olayları. Ancak sözel şiddetin sıklığı fiziksel şiddetten çok daha fazladır. Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarında şiddetin ardından anksiyete ve huzursuzlukta artış gibi psikolojik etkiler görülmektedir. Sağlık çalışanlarının şiddet davranışı ile baş etme konusunda yeterli eğitim görmedikleri saptanmıştır. Tıp eğitiminde hasta-hekim ilişkisi konusunda verilen eğitim içerisindeki eksikliklerin giderilmesi sorunun çözümü yolunda önemli bir adım olacaktır. Ülkemizde sağlık personelinin mağdur olduğu eylemlere ilişkin yasal düzenlemeler bulunmamaktadır. Sağlık personeline yapılan sözel saldırılar, yaralamalar, darp ve öldürmeye ilişkin hükümler genel hükümlere tabi tutulmaktadır. Gerek sağlık hizmetindeki hızlı değişimler gerek yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin önlenmesinde ve çalışan güvenliği sağlama konusunda boşluklar bırakmaktadır. Güvenli ortamın sağlanmasında çalışanların eğitimi, mevzuatların düzenlenmesi, yöneticilerin üzerine düşen görevler gibi çok yönlü konular olmakla birlikte yasal düzenlemelerin de gerekliliği ortadadır.
Hekim Hakları Derneği olarak yasa koyucudan beklentiniz nelerdir, bu konuda ne gibi somut önerileriniz bulunmaktadır? Ülkemizde sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturulması, mesleki onur ve itibarımızın yeniden tesisi için yasa koyuculardan ciddi önlemler almalarını, güvenlik güçleri, adalet ve yargı organlarında bulunanların yapılan her türlü sözel ve fiziki saldırılara karşı sağlık çalışanlarına destek vermelerini talep ediyoruz. Yapılması gerekenler hakkında da çok ciddi çalışmalarımız söz konusu ve çalışmalarımızı hem yetkili mercilerle hem de kamuoyuyla paylaşıyoruz. Tavsiyelerimizin bir kısmını sıralamam gerekirse; Sağlık Bakanlığı tarafından tüm sağlık kurumlarında standart bir şiddet yönetimi politikası oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Sağlık çalışanına şiddet uygulamasının önlenmesi için gereken her türlü hukuki ve idari tedbir alınmalıdır. Tedbirler caydırıcı nitelikte olmalıdır. Şiddet ile karşılaşan sağlık çalışanına hukuki ve sosyal destek sağlanmalıdır. Bunun için oluşturulmuş mevzuat eksiksiz bir biçimde uygulanmalıdır. Hukuki destek konusu ile ilgili kurum ve kuruluşlar aktif bir çalışma izlemelidir. Ülke çapın da sağlık çalışanın dağılımı düzenlenmeli ve sayısal yetersizliği giderilmelidir. Hastalara ayrılan süre arttırılmalıdır. Çalışanların mesai ve nöbetleri düzenlenmeli, uzun çalışma sürelerinden kaçınılmalıdır. Hasta yakınlarına yeterli ve etkili bilgilendirme yapılmalıdır. Acil Sağlık Hizmetleri çalışanları için çalışma alanlarında acil çıkış kapıları, şifreli giriş kapıları oluşturulmalı, ambulans içi ve dışında hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek kamera sistemleri kurulmalıdır. Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi(SABİM) konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalı, genel ve sağlık personelinin kusuru bulunmadığı açıkça belli olan şikâyetler değerlendirmeye alınmamalıdır. Sağlık çalışanları ile yönetimin iletişimini güçlendirici yaklaşımlar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Sağlık yöneticileri ve siyasetçiler, sağlık çalışanına yönelik şiddeti kınayan ve sağlık çalışanlarının verdiği hizmetin önemini ve vazgeçilmezliğini vurgulayan söylemler geliştirmelidir. Şiddet olayları sonrasında Bakanlıkça belirlenen yetkili kişilerce kamuoyuna bilgilendirici demeçler verilmesi sağlanmalıdır. Yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlarda, herhangi bir şikâyet olmadan doğrudan kamu davası açılması sağlanmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nda caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalı, cezaların arttırılması ve ertelenmemesi sağlanmalıdır. Özel sağlık sektöründe hizmet veren sağlık çalışanlarının da hizmet sunarken ‘‘kamu görevlisi’’ olarak tarif edilmesi gerekmektedir. Sağlık çalışanının tehdit altında olduğu durumlarda; Hastane polislerinin her türlü şiddet olayına müdahale etmeleri sağlanmalıdır. ‘‘Şiddete Sıfır Tolerans’’ söylemi bir ‘‘devlet politikası’’ haline getirilmelidir. Şiddete maruz kalan tüm sağlık personelinin hizmet sunmama hakkının olduğu konusunda halkın bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Bu önlemler alındığı takdir de üzücü olaylarla karşılaşma ihtimali çok çok azalacaktır.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadelede medyaya düşen görevler nelerdir? Tabii ki bu konuda medyaya da çok önemli sorumluluklar düşüyor. Sağlık çalışanlarına yönelik işlenen suçlar ile ilgili verilen mahkûmiyet kararları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Medyada sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti teşvik edici, şiddeti bir sorun çözme yolu olarak gören yayınlardan kaçınılmalıdır. Sağlık kurumları ve sağlık çalışanları konusunda doğru mesajlar veren kamu spotları oluşturulmalı, şiddeti önlemeye yönelik eğitici yayınlar yapılmalı, sağlık çalışanlarının azalan itibarı yeniden arttırılmalıdır. Bilgilendirici kamu spotlarında ‘‘hasta sorumlulukları’’ da anlatılmalıdır.

Hekimlerimiz Hekim Hakları Derneği’ne nasıl ulaşabilirler? Biz derneğimizi, hekimlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili destek alabildikleri, bilimsel ve sosyal ortak çalışmalar üretebildikleri, sağlık politikalarının belirlenmesinde söz sahibi oldukları, diğer sağlık çalışanlarının ve hastaların haklarını önemseyen bir sivil toplum kuruluşu olmak amacıyla kurduk. Bu hedefte de ilerliyoruz. Hekimlerimiz derneğimize
http://www.hekimhaklaridernegi.org/ adresinden ulaşabilirler ve bizimle irtibata geçebilirler.
Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Ben de bu konuyu anlatma fırsatı verdiğiniz için teşekkür eder, “şiddete sıfır tolerans” sloganını tekrarlayarak, herkese şiddetsiz ve sağlıklı günler dilerim.